23 Eylül 2010 Perşembe

İş Dünyasında Güz Mevsimi

Yazın hoşgörülü ve rehavet dolu havasını geride bıraktığımız günler yaşıyoruz.
İstanbul için sonbahar vakti...
Sonbahar vakti; sorumluluk vaktidir.
Hemen hemen tüm yaş grupları için dalgacı günlerin geride bırakıldığı daha ciddi yüzlü bir mevsimdir, sonbahar.
Daha az şimdi, daha fazla gelecek düşünülür bu aylarda.
Gündelik değil, ömürlük kararlar önem kazanır.
İş hayatında da durum çok farklı değildir. Bütün yaz ödevlerini son günlere bırakmış öğrenciler gibi bir koşuşturma sarar etrafı. Yıl sonu ulaşılması gereken hedefler için koşu hızı arttırılır. Yıl için planlanan ve başlanmamış tüm işlerin baskısı artar çalışanların üzerinde.
İşe alım görüşmeleri daha verimli geçer, herkes tatilden gelmiştir artık.
Daha hızlı dolar aranılan pozisyonlar.
Her bölüm için hesap vaktidir. Tüm yılın ön muhasebesi bu dönem yapılır.
Tatlı bir kokusu olur bu dönemin, sarı yaprakların hüznüne aldırmadan geçer gider ofislerde.
İşe gelirken ya da dönerken hissedilir rüzgar ve yaprakların hışırtısı. Daha çok göze çarpan; sonbahar ile artan ya da yağmur ile kilitlenen trafiktir büyük şehirlerde. Bu yoğunluk yeni yılın ilk günlerine kadar sürer. Yeni yılın ilk günleri kısa bir mola verilir. Ve kaset başa sarar, eski yıl değerlendirilir, yeni yıl için yeni hedefler ve projeler konuşulur. Hayat tüm hızıyla devam eder...

Ağustos böceğinden ziyade, karınca gibi geçireceğiniz bir sonbahar dilerim.

Fulya Süeren