24 Ağustos 2010 Salı

Karar & Hedef

Son zamanlarda okuduğum bir kitap, karar ve hedef kavramları üzerine biraz kafa yormama vesile oldu. Biz iş hayatımızda hep hedefe koşarız. İşe alım görüşmelerinde, adayın hedeflerini sorgularız. Hedefleri, kişinin gideceği yeri bize göstermesi için bir yol haritası niteliği taşır, öyle biliriz.
Fakat hedef varılacak bir yer değil midir?
Kişinin hedefi bulunduğu bölümün yönetici olmaksa ve gerçekten bizim şirketimizde 5 yıl sonra yönetici olduysa o kişiyle işimiz bitmiş midir? Artık nasıl çalıştığının bir önemi yok diyebilir miyiz?
Karar ise alınıp uygulanan, sürekliliği olan bir kavram olarak karşıma çıkıyor. Belki de "hedef" in boşluğu dolduramadığı yerde devreye girerek anlam kazandırıyor diyebiliriz.
İşe geç gelmeme kararı, daha titiz çalışma kararı, daha fazla insiyatif kullanma kararı, sürekliliği olan kavramlar olmakla birlikte hedeflediğimiz noktaya ve daha sonrasına ilerlemeyi de bizim için kendiliğinden gerçekleştirir.
Bu durumda sadece hedefleri değil, kararları da sorgulamak daha verimli bir görüşme yapmamızı sağlamaz mı?

Fulya Süeren

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder