13 Ekim 2010 Çarşamba

Çağrı Merkezi’nde Çalışmak!


Çağrı Merkezi sektörü ülkemizin en hızlı gelişen çalışma alanlarından biri. Birçok farklı sektörde satış ya da müşteri hizmetleri çağrı merkezleri üzerinden yapılmakta. Çağrı merkezleri yarattıkları istihdam olanakları, sundukları esnek çalışma modelleri, eğlenceli çalışma ortamları ile özellikle gençler tarafından tercih ediliyor.

Peki çağrı merkezinde çalışma ortamı nasıl, bu işi yapmanın zevkli yönleri neler, çalışanlar ne gibi zorluklarla karşılaşıyorlar. Bir yılı aşkın bir süredir sektörün içerisinde yer alan biri olarak sizlerle gözlemlerimi aktarmak isterim.

Gelişim & Kariyer

Öncelikle; çağrı merkezleri satış danışmanları / müşteri temsilcisiler ya da bilinen ismiyle agent pozisyonları için deneyim aramadığından yeni mezunlar için önemli bir tercih nedeni oluyor. Birçok iş ilanında deneyim olmazsa olmaz şart iken, çağrı merkezlerinde yaş ve deneyim gibi kısıtların olmaması henüz iş hayatının başındakiler için büyük bir olanak.

Çoğu kez geçici bir iş gibi görülmesine rağmen kısa sürede terfi olanağı sunması ile çağrı merkezleri, kariyer odaklı çalışanları kendisine bağlamış durumda. Üstelik eğer satış odaklı bir çağrı merkezinde çalışma olanağı söz konusu ise kazançların yükselmesi de gündeme geliyor. Hava şartlarından ve coğrafi uzaklıklardan bağımsız olarak müşteriye ulaşma şansı sunan sektör, başarılı satışçıların ortaya çıkarılmasında aracı oluyor.

Kariyer kadar kişisel ve mesleki gelişimine önem veren çalışanlar eğer eğitime önem veren, bu konuda yatırım yapan çağrı merkezlerini tercih ederlerse çok mutlu oluyorlar. Gerek işe girişte verilen eğitimler, gerekse çalışma sürecinde sunulan eğitimler çağrı merkezi sektöründeki firmaların çalışanlarına sunduğu gelişim olanakları olarak dikkati çekiyor. Eğitim olanaklarının yanı sıra deneyimli çalışanların ya da takım liderlerinin verdiği koçluk hizmetleri de çağrı merkezi sektöründe bir diğer gelişim fırsatı…

Dinamik Ortam…

Çağrı merkezlerinin gençler tarafından rağbet gördüğünden bahsetmiştik. Gençlerin yoğun olduğu çalışma ortamında dinamizm ve eğlence olmaması düşünülemez… Teknoloji altyapısına dayanan çalışma ortamları özellikle Y Kuşağı’na yönelik her türlü motivasyon kaynağının uygulanmasını kolaylaştırıyor; eğlenceler, ödüllendirmeler, motivasyon toplantıları, hareketli ve dinamik iş ortamı…

Satış odaklı çağrı merkezinde dinamik ortama satış yapmanın coşkusu da ekleniyor. Satışta başarı duygusunun getirdiği coşku, yeni hedeflerin yarattığı heyecan, müşteriyi ikna etmenin doğurduğu gurur dinamik ortamın diğer öğeleri.

Zorluklar

Peki çağrı merkezlerinde her şey güllük gülistanlık mı, ortam her zaman bahsettiğimiz kadar güzel mi?

Elbette her iş ortamında var olan zorluklar çağrı merkezlerinde de mevcut. Satış hedeflerinin yarattığı baskı, müşteri hizmetleri alanında karşılaşılan zor müşteriler, zamana karşı ortaya konulması gereken performans hedefleri bu sektördeki çalışanların en sık yakındıkları konular. Ancak artan deneyim, edinilen teknik bilgi ile bu faktörlerin çalışanlar tarafından aşılması zor değil.

Hareketli, sürekli yenilenen ve gelişen bir bilgi akışının olduğu, karşınıza çıkan her türlü zorluklarla mücadele edebilmenin verdiği keyif, kendine güven, cesaret ve azim ile çalışmanın da ayrı bir keyfi olduğunu düşünüyorum.

Burada çalışırken öncelikle insanları çok iyi tanımaya başlıyorsunuz. Kiminle nasıl, hangi ses tonuyla konuşmanız gerektiğini, zamanla rahatlıkla çözebilmeye başladığınızı fark ediyorsunuz. Müşteriyi ikna edebilme, memnun edebilme kabiliyeti kazanıyorsunuz ki bu, daha sonraki iş hayatınızda da size bir artı olarak dönüyor. Ayrıca stresle baş edebilmek çok zordur, her ne kadar kendinizi stres içinde hissetseniz de zamanla bunun hafiflediğini fark ediyorsunuz, çünkü stresin hayatınızın bir parçası olduğunu kabulleniyorsunuz. Sabretmeyi öğrenmek, sorunlara çabuk ama doğru çözümler üretebilmek ise kariyer için edinilen en önemli avantajlardan.
Kısacası bu işi yapabilmek için gerçekten işinizi sevmek ve sabırlı olmanız gerekiyor. Ve eğer bu işte devam etmeyi göze aldıysanız önünüz çok açık. Ve ömrünüz boyunca unutamayacağınız tecrübelerle, hislerle, anılarla karşılaşmanız bu sektörde mümkün…

Sema Basçı
speak İnsan Kaynakları
http://www.speak.com.tr/

5 Ekim 2010 Salı

Çağrı Merkezi'nde Satış (Telesales) Grubu Açıldı

Hayatımızın her alanı olduğu gibi iş yaşamı da sosyal paylaşım ortamlarına doğru kayıyor. İş ilişkileri geliştirmek için artık uzun toplantılar yapmak, telefonla randevu almak, fuarlara katılım göstermek gibi zaman ve finansal maliyeti yüksek aktiviteler yerini hızlıca profil hazırlama, profile bakma, sanal iş grupları oluşturma gibi internet olanaklarına bırakmaya başladı bile. Ülkemizde çember.net ismiyle faaliyete başlayan sonra Almanya merkezli XING ile yaşadığı birleşme ve satın alma sonucu yoluna devam eden xing.com bu mecralardan en etkin olanı...

Sizi XING üzerinde açılmış olan Çağrı Merkezi'nde Satış Kariyeri (Telesales) Grubu ile tanıştırmak isteriz:

Çağrı Merkezi sektöründe satış alanında kariyer yapan ya da bu alanda kariyer hedefleyen kişilerin bir araya gelmesi, ortak bir platform üzerinden bilgi ve deneyimlerini paylaşmaları, ayrıca çağrı merkezi sektörünün tanıtımı Çağrı Merkezi'nde Satış (Telesales) grubunun kuruluş amacıdır.

Türkiye'de hızla büyüyen Çağrı Merkezi sektöründe çalışan, telefonda satışı mesleği olarak gören profesyoenllerin bir araya gelmesi amacı ile kurulan Çağrı Merkezi'nde Satış (Telesales) grubu her türlü bilgi, deneyim, makale, iş ilanı,
fikir vb. paylaşımının yapılabilmesini amaçlamaktadır.

https://www.xing.com/net/pri0be0d6x/telesaleskariyeri

4 Ekim 2010 Pazartesi

Çağrı Merkezi’nde Satış Kariyerine Başlarken…

Çalıştığınız hangi işte, sadece 12 ay sonra yönetmeniz için size bir takımı emanet edilir? Bu denli kısa sürede terfi edilebilen sektörlerin sayısı, bu yazıyı okuyan herkesin kabul edeceği gibi oldukça azdır. Öyle ki, birçok sektörde 12 ay ancak işe ya da sektöre alışma dönemi olarak dahi kabul edilmektedir…

Küresel düzeyde yaşanan ekonomik krize rağmen, Türkiye’deki gelişimini hızla devam ettiren sektörlerin başında gelen çağrı merkezi sektörü; kariyer olanakları ile gençler arasında rağbet görmeye devam ediyor. Kısa sürede kariyer basamaklarını tırmanmak konusundaki arzuları son derece baskın olan Y Kuşağı, eğlenceli çalışma ortamı, genç yönetici / çalışanları ve elbette sunduğu eğitim ve kariyer fırsatları ile çağrı merkezinde çalışmayı tercih edebiliyor…
Çalışan sayısı ve iş hacmi olarak hızla büyüyen çağrı merkezi sektörünün en önemli ihtiyacı yetişmiş insan kaynağı. Tam da bu nedenle şirketler ile çalışanların beklentileri aynı noktada buluşuyor. Çalışanlarının hızla gelişmesi için eğitim yatırımı yapan, başarılı çalışanların fark edilmesi için kariyer süreçleri tasarlayan şirketler ile kısa sürede sorumluluk almak yönünde çaba harcayan, kendisini kişisel ve mesleki olarak geliştirmek için çaba harcayan çalışanların hedefleri paralellik gösteriyor.

Çağrı merkezinde satış (telesales / telesatış) alanında çalışanlar bu noktada bir adım öndeler. Çünkü satış herkesin yapabileceği bir iş olmadığı gibi, satışta başarıyı yakalamış ve ‘satma’nın hazzını almaya alışmış kişilerin fark edilmeleri, şirketlerce tercih edilmeleri daha büyük bir olasılık olarak karşımıza çıkıyor. Bunun yanında ücretlerle beraber kazanılacak satış primlerini de unutmamak gerekli…

Elbette telefonun başına yeni oturan bir çalışanın hemen içindeki “başarılı satışçıyı” ortaya çıkarması için zamana gereksinimi var… Bu kişilerin yapması gereken; öncelikle satışı ve özellikle telesatışı meslekleri olarak kabul etmek. Bu kabullenme sadece çağrı merkezindeki satış pozisyonları için değil, sektör ve meslek farkı gözetmeksizin çalışma hayatının her alanında önşart. İstemeden, geçici iş gözüyle bakılarak, yapılan işe saygı duyulmadan icra edilmeye çalışılan hiçbir işte başarılı olunamaya malum. Siz hiç bankayı sevmeyen bir bankacının, hesap işlerinden nefret eden muhasebecinin ya da iletişim kurmaktan hoşlanmayan insan kaynaklarcının başarılı ve yaptığı işte kalıcı olabildiğini gördünüz mü?

Telesatış işine yeni başlayan kişinin dikkat etmesi gereken diğer konular; kendisine verilen eğitimlerdeki bilgileri davranış haline getirmek, yöneticileri tarafından paylaşılan geribildirimleri mesleki gelişimi için kullanmak, öz değerlendirmeler ile her çağrıda az öncekiden bir adım önde olmaya çabalamak olarak sıralanabilir. Sadece telefonda satışta değil, satışın her çeşidinde başarı farklı tekniklere ve alışkanlıklara bağlı bir kavramdır. Zaman alsa bile söz konusu bu teknikleri önce teorik olarak öğrenmek, sonrasında iş başında davranışa dönüştürmek satış bağımlısı olmak için gereklidir.

Çağrı merkezinde satış kariyeri öncelikle iyi bir satışçı olmakla başlar. Unutmayın ki şirketlerin ana damarı satıştır; bu nedenle yöneticilerin sizi fark etmesi konusunda satışta çalışanlar her zaman diğer meslek gruplarına göre bir adım öndedir…

Selim Arda Üçer
https://www.xing.com/net/pric3bd89x/telesaleskariyeri/cagr%c4%b1-merkezi-sektoru-556803/cagr%c4%b1-merkezi-nde-sat%c4%b1s-kariyerine-baslarken-32844538/32844538/#32844538

1 Ekim 2010 Cuma

Özgeçmiş Değil Özgelecek…

Mülakatlarda zor sorular yoktur sadece üzerinde düşünülmemiş sorular vardır diye düşünüyorum. Öncelikle iş arayan adayların bilmesini istediğim önemli bir nokta İnsan Kaynakları profesyonelleri olarak bizler şirketlerimizin ihtiyacı içinde olduğu açık pozisyonları kapatmak için en az iş arayan kişiler kadar istekli ve hevesliyizdir. Bu nedenle mülakatlara kişileri işe almamak için değil işe almak üzere girer ve en fazla 1-1,5 saatlik mülakat sırasında kişilerin söyledikleri kadar öz geçmişlerine değil , sahip oldukları potansiyel ile öz geleceklerine de odaklanırız. Daha açık ifade etmek gerekirse yukarıda bahsedilen soruların hiçbirinin doğu ya da yanlış cevabı yoktur. Bütün bu soruların cevapları kişinin karakter, beklenti ve geçmiş deneyimlerine gore şekillenecek ve bazı kitap ve internet sitelerinde tavsiye edilen cevaplar doğrultusunda verilecektir. Oysaki İK profesyonelleri bu soruların cevabının arkasındaki potansiyele odaklanırlar.

Örneğin Baskı ve stresin üstesinden gelebiliyor musunuz? Sorusuna , çoğu kişi “stres altında çalışabilirim” yanıtını verecektir. Bu kişilerden farkınız sizin daha önceki işinizde stres altında bulunduğunuz bir durumda çıkardığınız başarılı bir işiniz olabilir. Sadece “stres altında çalışırım “ yerine bunu kariyerinizdeki bir başarıyla örnekleyerek anlatmanız sizin için çok daha faydalı olacaktır.

Bunun gibi tüm sorularda geçmiş deneyimlerinizden örnek verip geçmişte bu tecrübenizi nasıl değerlendireceğinizi anlatmak mülakatı yapan kişiye sizin potansiyelniz hakkında daha fazla fikir sunacaktır. Geçmişte neler başardıysak ya da başaramadıysak bile geçmiş geçmişte kaldı. Onlar dünün koşulları idi ve bugünün koşulları çok farklı olabilir. Geçmiş kötü deneyimlerinizden geleceğe dair çok önemli ve bir daha tekrar etmeyeceğiniz tecrübeler edinmiş olabilirsiniz. Bunlar gelecekte sizi başarıya taşıyacak basamaklar olabilir. Ancak kendinizi ifade edebilmek için mülakatınızı yapan kişinin “doğru soruları” sormasını beklemeyin. Bunun yerine, kariyeriniz ve performansınızla ilgili önemli olduğuna inandığınız noktaları, size yöneltilen soruları cevaplarken doğru yerlerde karşınızdakine iletmeye çalışın. Bunu yapabilmek için de söylemeyi istediğiniz noktaları mülakata gitmeden önce kafanızda oluşturmanız size yarar sağlayacaktır.

Bununla birlikte başvurduğu ya da görüşmeye çağrıldığı bir şirket hakkında yeterince bilgisi olmayan , iş tanımından habersiz ve o şirketin geleceğine nasıl katkıda bulunabileceğini açıklayamayan bir adayın özgeçmişi ne kadar iyi olursa olsun mülakatta şansının olabileceğini düşünemiyorum. Mülakat sizi tanımak için yapılıyor olsa da o şirkete katkınızın neler olabileceğini ifade etmek açısından pozisyonu ve sizden beklenilen net olarak anlamanız çok önemli . Bu nedenle Sormak istediğiniz bir soru var mı?sorusuna “Hayır”, yanlış cevap olmakla kalmaz; firma hakkında bilgi alma fırsatınızı da kaçırmanıza neden olur. Aynı zamanda başvurduğunuz işe ve firmaya karşı hiçbir heyecan, istek veya ilgi içermeyen pasif bir tutuma da işaret eder. Oysa mülakatı yapan kişi, sizin işe olan ilginizi, yaratıcılığınızı ve hevesinizi, soracağınız sorularla değerlendirebilir.

California Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, mülakat performansı, %7 o an kullanılan cümlelere, %38 sesinizin tonlamasına ve %55 sözsüz iletişime dayanmaktadır. Örneğin başvurduğunuz şirketi takip ettiğinizi ve çizgisini beğendiğinizi söylerken hiç bir heyecan belirtisi içermeyen bir ifade ve ses tonu kullanırsanız, cümlenizdeki mesaj, karşı tarafa gerektiği gibi iletilemez. Bu nedenle gülümsemekten ve biraz enerjik olmaktan kaçınmayın. Unutmayın bir işin başarılı yapılabilmesinin arkasındaki en büyük faktor o işe olan inancınız ve işi ne kadar isteğinizdir.Mülakatlarda bunu ifade etmekten çekinmeyin.

Güntulu Peker Pamuk
https://www.xing.com/net/prie9149bx/sizdeisvar/5-hafta-is-gorusmesine-davetlisiniz-554779/mulakat-s%c4%b1ras%c4%b1nda-sorulan-zor-sorular-nas%c4%b1l-cevaplan%c4%b1r-32778600/32804060/